Saç Ekimi

Saç Ekimi

Saç ekimi en temel anlamıyla başın arka kısmından iki kulak arası bölgeden, dökülmeme genetiğine sahip saç köklerinin cilt altından alınıp, ön tarafta saçlandırılmasını istediğimiz bölgelere cilt altına transferini yapmaktır.

Saç ekimi sırasında nakledilen birimler saç kökleridir. Saç kökü (folliküler unite) içinde tekli, ikili, üçlü ya da daha fazla saç teli barındıran anatomik yapılardır.

Anatomik bütünlüğü olan yapılar olduğundan saç köklerinin (folliküler üniteler) saç ekimi sırasında kullanılması sonucun doğal, estetik ve verimli olmasını sağlar.

Saçlar Neden Dökülür

Saçlar Neden Dökülür 

İnsanlarda saç dökülmelerinin iki türlü sebebi vardır. Birincisi genetik yatkınlık ikincisi ise diğer sebepler.Eğer genetik yatkınlığınız varsa saçlarınızı bir gün kaybetme tehlikesi altındasınız demektir.Ancak saçlarınızı çok iyi korur ve bakımını düzenli olarak yaparsanız, saç dökülmelerini durdurabilmeniz mümkündür.

Genetik yatkınlığı olmayan insanlara ise saç dökülmelerinin sebepleri olarak beslenme,stres,iklim değişiklikleri,yapay maddelerin kullanımı olarak gösterebiliriz.Bu zarar verici etkiler ortadan kalktıkça saçlar yenilenir. Uzmanlar, birçok hormonal, metobolik ve besinsel etkilerin saç dökülmesine neden olabileceğini, bu unsurları ortadan kaldırmadan yüzde 100 tedavinin mümkün olamayacağının altını çiziyor.

Saç Çıkaran Yağlar

Birçok bitkisel ürün ve doğal bakım yağları saçlar için kullanılabilir. Bu doğal yağlar hem taşıyıcı hem de uçucu olarak 2 ye ayrılır.  Uçucu saç çıkaran yağlar tek başına kullanıldığı takdirde ciltte tahrişe neden olurlar bu yüzden taşıyıcı saç çıkaran yağlarla birlikte kullanılması tavsiye edilir.

Doğal yağlar ve bitki özleri saçların daha sağlıklı uzamasına, kırıkların ve koparak dökülmelerin azalmasına, saçların daha yumuşak ve parlak görünmesine yardımcı olabilir fakat ırsi nedenlerle dökülen saçların yerine yenisinin çıkmasını sağlamaz. Bazı ticari ürünler “saç çıkarıcı” özelliği ile satılıyor fakat gerçekte bu ürünler, var olan saç köklerini güçlendirerek dökülmeyi “bir miktar” yavaşlatıyor.

UÇUCU YAĞLAR

Limon Yağı

Saçlara canlılık ve parlaklık verir.

Selülitli bölgelerin bir kaç damla limon yağı ile ovulması hücrelerde biriken toksinleri atarak cildi, rahatsız edici görüntüden kurtarır.

Küvetinizi doldurduğunuzda, içine birkaç damla limon yağı damlatabilirsiniz. Dolaşımınızı hızlandırmada etkisi olacaktır.

Ciltte tonik olarak kullanılabilir.

Lavanta Yağı

En iyi bilinen özelliği vücut üzerindeki rahatlatıcı etkisidir.

Bir kaç damla lavanta yağı ile karıştırabileceğiniz fındık yağı ya da bitkisel yağı (Hindistan yağı, shea butter vs.) karıştırarak egzama veya dermatit olan bölgeye uygulayın.

Kepeği ortadan kaldırmak için kafa derisine birkaç damla lavanta yağı sürün.

Çay Ağacı Yağı

Çay ağacı yağının seboreik dermatitte iyi sonuçlar verdiği kullanıcılar tarafından dile getirilmektedir.

Çay ağacı yağını saf kullanmamalısınız, genellikle yarı yarıya taşıyıcı yağlarla seyrelterek kullanabilirsiniz.

Bit pire gibi sorunları da tamamen yok eder ayrıca hayvanlar üzerinde ve tarımda da kullanılmaktadır.

Biberiye Yağı

Biberiye yağını masaj yaparak saç diplerinize uyguladığınız takdirde saçlarınızın dökülmesinden kurtulabilirsiniz.

Ayrıca biberiye yağı sayesinde saçınızdaki kepeklerden de kurtulabilirsiniz.

Biberiye yağı iyi bir balgam söktürücüdür ve ciğerleri açar.

Ayrıca kronik bronşit ve astım belirtilerini hafifletmek, sinüsleri açmak ve burun akıntısını gidermek için kullanabilirsiniz.

TAŞIYICI YAĞLAR

Badem Yağı

Badem yağı dâhilen müshil, haricen yumuşatıcı ve yara iyi edici olarak kullanılır.

Badem yağı ağız yoluyla alındığında yumuşatıcı, öksürük kesici ve solucan düşürücü etkisi vardır.

Ayrıca badem yağı saçları güçlendirdiği için saça da uygulanabilen yağdır.

Kırık oluşumunu engelleyici, besleyici, koruyucu ve nemlendirici olarak saç bakımında kullanılmaktadır.

Badem yağı haricen uygulandığında, saç, sakal ve bıyıkların daha gür ve sağlıklı olmasını sağlar.

Kaşları yanan ya da bir şekilde dökülmüş kişilerin periyodik olarak kaşlarına badem yağı sürmesi fazla başarılı sonuçlar verir.

Jojoba Yağı

Jojoba yağı, kafa derisini besler ve onu kepek ve deri dökülmelerinden temizler.

Jojoba yağı, çabucak emilir ve bu yüzden saç köklerini tamamen besleme konusunda önerilir.

Olağanüstü deri yumuşatıcı özelliği bulunmaktadır.

Jojoba yağının pek fazla bitkisel bakım reçetesinde kullanılmasının ana sebebi vucudun doğal olarka ürettiği yağla benzerlikler taşımasıdır. Bu yüzden doğal cilt bakımı maskelerinde de sıkça kullanılmaktadır.

Zeytin Yağı

Cildi besler, saçları korur. İçerdiği linoleik asit sayesinde anne sütünden kesilmiş bebeklere (4 -5 aydan sonra bir kaç damla) yağsız inek sütüne karıştırılarak verilir.

Cilde ve saça inanılmaz güzellik katar. Kuru cildi canlandırır, kırışıklıkları azaltır.

Saçtaki kepeği ve dökülmeyi engeller. Saçı parlatır.

Susam Yağı

Susam yağının faydaları daha fazla saç derisini nemlendirmesi ve saç köklerini güçlendirmesinden ileri gelmektedir.

Vücutta bulunan saç, tırnak, kaş, kirpik gibi yapıları güçlendirici, varsa kırıkları iyileştirici etkisi bulunmaktadır.

Zayıflayan ve yıpranmış saçlara bakım yapmak içinde shea butter kullanabilirsiniz.

Anne sütünü artırır.

Selülitlere uygulandığında oluşacak farklılıkları görebilirsiniz.

Hint Yağı

Saç derisini nemlendirir ve köklerini güçlendirir.

Saçların daha sağlıklı uzamasını sağlar.

Koparak dökülmeleri azaltır

Saç tellerini kalınlaştırır.

Kuru saçları nemlendirir.

Saçlara hacim kazandırır ve doğal parlaklığa kavuşmasını sağlar.

Shea Butter (Karite Yağı)

Çok işlem gören saçların onarılmasında ve yumuşamasında etkilidir

Sedef hastalıklarının tedavisinde

Cilt kızarıklığı (çocuk bezi kızarıklığı dâhil)

Güneş yanıklarıyla oluşan deri soyulmaları, güneş ve rüzgâr koruması

Ayaklardaki sert deriyi yumuşatma (özellikle topuklar)

Hamilelikte oluşan çatlakların önlenmesinde

Egzama hastalıklarının tedavisinde

Ciltteki lekeler ve kırışıklıklar – kuruluktan doğan deri kaşınmaları

Hindistan Cevizi Yağı

Hindistan cevizi yağı içerisinde çeşitli asitler bulunmaktadır ve bu asitlerden laurik asidin saç kırılmalarını azalttığı, kökleri koruyarak saçın genel görünümüne katkıda bulunduğu bilinmektedir.

Ayrıca bu asit saç derisine masaj yaparak uygulandığında cildi nemlendirir, yumuşatır, kan dolaşımını arttırarak saç köklerine daha fazla oksijen gitmesini sağlar.

Hindistan cevizi yağı saçın doğal yağı gibi işlev görür

Hindistan cevizi yağı saç uçlarındaki kırıkları azaltır

Hindistan cevizi yağı saç kökleri güçlendirir

Saç Mezoterapisi

Mezoterapi, cildin orta tabakasına uygulanan bir tedavi yöntemidir. Saç Mezoterapisi, saçın ihtiyacı olan vitaminlerin, minarellerin, proteinlerin, vs. saçlı deri içine fazla ince iğnelerle enjekte edilmesidir. Saç Mezoterapisi, kıl köklerini besleyen vitaminlerin, antioksidanların ve kan dolaşımını arttırıcı ilaçların iki veya dört mm’lik özel iğneler ve bir enjektör vasıtasıyla direkt kıl köklerine verilmesine dayanır.

Mezoterapi dökülmeyi iyileştirmek ve kontrol altına almak için ek bir yöntemdir. Sonuçlar yüz güldürücü ve kalıcıdır. Mezoterapi, yararlı ürünleri doğrudan ilgili dokuların etrafına veren bir tıbbi tekniktir. Ufak dozlar halinde deri içine enjeksiyonlar yapılır. Dermis içine yapılan bu enjeksiyon, hücresel metabolizmayı uyarır ve dokuları canlandırmak için uygun zemin hazırlar.

Kişinin kendi mevcut saçları daha sağlıklı bir görünüme kavuşmuş olur. Saçın ihtiyacına göre haftada bir veya iki seans uygulanabilir. Altı ila on seans sonrasında saçlardaki dökülme tamamen durmuş olur.

Mezoterapinin ilk etkisi saç dökülmesini durdurmaktır. Erkek veya kadın, hangi nedenle olursa olsun, meydana gelen bozukluk beslenme ve dolaşım bozukluğudur

Saç mezoterapisinin ikinci etkisi, saç kalitesini artırmaktır. Kafa derisinde ölmeyip dökülmeyip bebek saçı gibi duran tüycüklerin veya birbirine yapışan, uçuşan ince telli saçların kalın saça dönüşmesi mümkündür. Bu doğrultuda dökülme ve ya cansızlaşma olmadan saçın canlılık ve parlaklığını amaçlayan birçok insan içinde, bu nüfuz önemli bir referanstır.

Üçüncü nüfuz ise saç hücrelerini bitkisel hayattan çıkarmaktır. Canlılıklarını korumalarına rağmen saç üretemeyen saç hücrelerine uyarır. Bu işlevle saçsız gibi görünen alanların bile harekete geçmesi sağlanabilir.

Mezoterapi seanslarıyla beraber ek metodlar (radyofrekans, saç lazeri gibi..) destek amaçlı uygulanabilir

Şampuan, tonik, yağ gibi dışardan yapılan metodlar ek olarak önerilebilir.

Gerekli rastlanan hastalarda reçete ilavesi yapılabilir.

Özellikle erkeklerdeki androgenetik dökülmede bir ilacın kullanımı gereklidir.

İlaç tedavileri saç dökülmeleri kısa zaman önce başlamış olanlarda (5 yıl), önden açılması ve tam kelliği bulunmayan erkeklerde daha etkilidir. İlaç tedavisi mutlaka hekim önerisiyle ve resmi makamların onayladığı ilaçlarla yapılmalıdır.

Mezoterapi 45 yıldır bilinen, ilk defa Fransa’da bulunan, incecik iğneler ve özel ilaçlarla uygulanan bir yöntem. Bu metod başlıca üç amaçla kullanılıyor: Yüzdeki bağ dokusunu, cildi gençleştirmekte; bel, kalça, basen bölgesini inceltmede ve erkek tipi saç dökülmesinde.

Mezoterapi fazla ince iğnelerle uygulanıyor. Cilde uygulandığında gözenekleri sıkılaştırıyor, cildin yenilenmesini sağlıyor. Yüzde lifting etkisi yapıyor, cildi daha gergin, genç bir görünüme kavuşturuyor. Zayıflama amacıyla kullanıldığında ise, bel, kalça, basen bölgesine uygulanarak burada incelme sağlıyor. Saç mezoterapisi olarak uygulandığında, saçları yeni yeni seyrelmeye başlayan erkeklerde acil müdahale imkânı yaratıyor.

Minoxidil

Saç folikülleri üzerine dolaylı değil de doğrudan etkisi olan madde. Özellikle saç folikülündeki dermal papilla hücrelerinin minoxidilden en fazla etkilendiği ve bu hücrelerde özellikle adenozinin düzenleyiciliği altında gelişmeyi tetiklediği öne sürülmüştür.

Minoxidil kellik sorunu ve aşırı saç dökülmesi sorunu yaşayan kişiler üretimi yapılmış bir ilaçtır.

Saç çıkartma konusunda piyasada bulunan sahte ilaçlar gibi değildir. Minoxidil, Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde saç dökülmesini önleyen ve saç çıkarıcı bir ilaç olarak onaylanmış bir ilaçtır.

En az dört ay boyunca kullanılmasını gereken bu ilaç, bu zaman zarfında bile saçlarınızda müthiş bir değişim uygular. Saç çıkarıcı bu ürün saçlarınızın köklerine nüfuz ederek gözenekleri açar ve kılların uzamasını sağlar. Ayrıca saçlarınızın belli bir seviyeye kadar dökülmemesi için direnç kazandırır. Bu ürünün en güzel sonuçlarına ulaşmak için en az bir yıl boyunca kullanılması şarttır.

Minoksil Amerika Denetleme Kurumu (FDA) tarafından sağlığa yararlı, saç çıkarıcı ve saç dökülmesini engelleyici bir ilaç olarak onaylanmıştır.  Türkiye’ de özellikle saç ekim merkezleri tarafından kullanılan bir üründür.

Minoksidil, saç çıkarıcı özelliğinin yanında dökülmeye bağlı olarak küçülmüş olan kıl köklerini büyüterek ve kuvvetlendirerek nüfuz gösterir. Ayrıca bu kılların büyüme dönemini uzatıp belli bir uzunluğa gelmeden dökülmemesi için etkiler gösterir.

Minoksidilin nasıl saç büyüttüğünün mekanizmaları kesin olarak ortaya konamamıştır. Minoksidil bir Potasyum kanal agonistidir. Aynı zamanda yapısına bakılarak bilindik vazodilatör otakoid olan NO agonisti olduğu da düşünülmektedir. Bu, minoksidilin vazodilatör etkisini açıklar, saç büyümesi damarların genişlemesine bağlı olabilir. Minoksidil NO ile ilişkilendirilmiş bir bileşik olduğu için, tıpkı NO gibi guanilat siklaz aktivasyonu yapıp yapmadığı araştırma konusudur, fakat henüz cGMP ve PKG aktivasyonuna ilişkin net bir bulgu yoktur.

Minoksidil geniş bir kellik alanına uygulandığında daha etkisizdir. Buna ek olarak, en faydalı olduğu zamanın 18-41 yaşlar ve en faydalı olduğu bölgenin kafanın merkez bölgesi(vortex) olduğu gösterilmiştir.

Tüm dünyanın ortak sorunu haline gelen ve dünya genelinde %70 insanda rastlanan kellik sorunu ya doğuştan ya da gerginlik den meydana gelmektedir.  Doğuştan kellik sorunu çeken hastaların saç köklerinde bulunan gözeneklerdeki pigmentlerin protein seviyelerinin düşük olması saçları beslemesini ve geliştirmesini engellemektedir. Bu sebepten dolayı saçlar zamanla dökülüp ölüme terkedilir. Bu da kellik problemini doğurmaktadır. Minoxidil bu saç kökleri içerisinde bulunan pigmentlerin seviyesini yükselterek hücrelerin daha fazla beslenip gelişmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda dökülme evresine gelmiş köklere de engel olarak tekrar gelişmesini ve büyümesini sağlamaktadır.